Tiyatronun sıra dışı mekanlarda sergilenmesi herkesin olduğu gibi benim de ilgimi çekmiştir. Tek kişilik bir tiyatro oyununu zifiri karanlıkta izleseydiniz ne olurdu? Sahneyi göremiyorsunuz, oyuncuyu göremiyorsunuz sadece oyuncunun sesi ve müzikler var. Zifiri karanlıkta yaptığı işlerle pek çok insanın ilgisini çeken Karanlıkta Yemek mekanı tiyatro oyunlarını da zifiri karanlıkta seyirciyle buluşturuyor. Galata’daki mekanda zifiri karanlıkta icra edilen ve Charles Bukowski’yi canlandırıldığı Sokak Felsefesi adlı oyununa gittim. Tiyatro ve dublaj sanatçısı Orçun Çıtır'ın karanlıktaki performansı Bukowski'ye hayat vermiş.
Mekana Girş
Oyunun öncesinde mekana girerken tüm konuklar arka arkaya tek sıra olduk. Sağ elimiz önümüzdeki kişinin omzunda, en başta mekanın işletmecisi Nuri Kaya rehberliğinde zifiri karanlıktaki salona girdik. Karanlıkta bizi tek tek masalarımıza oturttu ve önümüzdeki birayı gösterdi. Herkes yerini aldıktan sonra tek kişilik Sokak Felsefesi başladı.
Bar Kelebeği Bukowski
Charles Bukowski denince akla ilk gelen şey elbette bira. Biz de soğuk biralarımızı içerken Bukowski’yi dinlemeye başladık. Sedat Demirsoy’un uyarladığı ve yönettiği oyunda Charles Bukwski’nin hayatından belli kesitler yer alıyor. Sert bir metne sahip oyunda Bukowski, hayata, kadınlara, insanlara, alkole, edebiyata ve kendisine olan bakışını sözlerini sakınmadan dile getiriyor.
Oyundan iki cümle
Oyundan aklımda kalan iki cümle oldu. İlki ölüme karşı koymanın bu kadar pervasız ve dalga geçer bir anlatımla söylenmesi: Bugün ölüme rastladım, gülümsedim ve dedim ki ver bir alt dudak…
Neredeyse hayatının her anını alkollü geçiren ve her daim içen Bukowski içmenin de hallerini şöyle özetlemiş: Eğer kötü bir şey olduysa unutmak için içersin; eğer iyi bir şey olduysa kutlamak için içersin ve eğer hiçbir şey olmadıysa bir şeyler olsun diye içersin…
Bir günlüğüne Bukowski olmak
Pis Moruk adıyla anılan Charles Bukowski, gerçeği yalnızca gerçeği tüm çıplaklığıyla, sakınmadan, özentisiz ve içinden geldiği gibi söyleyen bir adamdı. Adeta maskeli balo olan bir dünyada yalan dolan olmadan, çıkar gözetmeden, eğilmeden bükülmeden var olan moruk. İnsan özenmiyor değil. Düşündüm bir gün sadece bir gün Charles Bukowski gibi davransak, herkes eteğindeki taşları dökse, hayata, insanlara dair düşüncelerini ağzına geldiği gibi, sakınmadan söylese insanlar ne kadar rahatlardı. Bütün psikolojik sorunlar çözülür, ruhu hafiflerdi. Ancak insanın onca yıl pek çok taviz, eğilip bükülme, bazen yalan ve dolanla kurduğu dünya bir günde yıkılırdı. Herkes Bukowski olsaydı dünya çok daha dürüst olurdu ama… Oyuna mutlaka gidin hele ki karanlıkta ayrı bir güzel.
Karanlıkta İşler
Sıradışı bir mekan, bilenler bilirler bütün işler zifiri karanlıkta oluyor. İlk önce Karanlıkta Yemek ile tanıdım bu mekanı. Sonra çeşitli performans gösterilerinin de olduğunu duydum ve ilk deneyimim Karanlıkta Bukowski oldu.
Oyun öncesi “Karanlık İşler”i organize eden Diyalog Derneği Başkanı Nuri Kaya ile sohbet etme imkanımız oldu. Mekan ve yapılanlar hakkında bilgi veren Nuri Kaya, mekandaki diğer performansları anlattı. 769 Yahudinin İkinci Dünya Savaşı sırasında bir gemi içinde yaşadıkları Struma Trajedisi’nin dokunaklı bir performans olduğunu söyleyen Nuri Kaya Galata ve Karaköy’deki genelevin 1300 yılından günümüze hikayesinin anlatıldığı 3 saatlik Mektep oyunun da sıra dışı olduğunu söyledi. Mektep oyununun sonunda şu anda Karaköy Genelevi’nde çalışan bir kadının da kendi yaşamından bazı anları anlattığını söyledi. Sıra dışı değil mi? Karanlıkta İşler’in diğer etkinlikler ile ilgili buradan bilgi alabilirsiniz. Aşağıdaki videoda ise oyunun başka bir mekandaki performansından küçük bir kesit var, sizi aldatmasın böyle bir aydınlık hiç olmadı
Oyunun öncesinde mekana girerken tüm konuklar arka arkaya tek sıra olduk. Sağ elimiz önümüzdeki kişinin omzunda, en başta mekanın işletmecisi Nuri Kaya rehberliğinde zifiri karanlıktaki salona girdik. Karanlıkta bizi tek tek masalarımıza oturttu ve önümüzdeki birayı gösterdi. Herkes yerini aldıktan sonra tek kişilik Sokak Felsefesi başladı.
Bar Kelebeği Bukowski
Charles Bukowski denince akla ilk gelen şey elbette bira. Biz de soğuk biralarımızı içerken Bukowski’yi dinlemeye başladık. Sedat Demirsoy’un uyarladığı ve yönettiği oyunda Charles Bukwski’nin hayatından belli kesitler yer alıyor. Sert bir metne sahip oyunda Bukowski, hayata, kadınlara, insanlara, alkole, edebiyata ve kendisine olan bakışını sözlerini sakınmadan dile getiriyor.
Oyundan iki cümle
Oyundan aklımda kalan iki cümle oldu. İlki ölüme karşı koymanın bu kadar pervasız ve dalga geçer bir anlatımla söylenmesi: Bugün ölüme rastladım, gülümsedim ve dedim ki ver bir alt dudak…
Neredeyse hayatının her anını alkollü geçiren ve her daim içen Bukowski içmenin de hallerini şöyle özetlemiş: Eğer kötü bir şey olduysa unutmak için içersin; eğer iyi bir şey olduysa kutlamak için içersin ve eğer hiçbir şey olmadıysa bir şeyler olsun diye içersin…
Bir günlüğüne Bukowski olmak
Pis Moruk adıyla anılan Charles Bukowski, gerçeği yalnızca gerçeği tüm çıplaklığıyla, sakınmadan, özentisiz ve içinden geldiği gibi söyleyen bir adamdı. Adeta maskeli balo olan bir dünyada yalan dolan olmadan, çıkar gözetmeden, eğilmeden bükülmeden var olan moruk. İnsan özenmiyor değil. Düşündüm bir gün sadece bir gün Charles Bukowski gibi davransak, herkes eteğindeki taşları dökse, hayata, insanlara dair düşüncelerini ağzına geldiği gibi, sakınmadan söylese insanlar ne kadar rahatlardı. Bütün psikolojik sorunlar çözülür, ruhu hafiflerdi. Ancak insanın onca yıl pek çok taviz, eğilip bükülme, bazen yalan ve dolanla kurduğu dünya bir günde yıkılırdı. Herkes Bukowski olsaydı dünya çok daha dürüst olurdu ama… Oyuna mutlaka gidin hele ki karanlıkta ayrı bir güzel.
Karanlıkta İşler
Sıradışı bir mekan, bilenler bilirler bütün işler zifiri karanlıkta oluyor. İlk önce Karanlıkta Yemek ile tanıdım bu mekanı. Sonra çeşitli performans gösterilerinin de olduğunu duydum ve ilk deneyimim Karanlıkta Bukowski oldu.
Oyun öncesi “Karanlık İşler”i organize eden Diyalog Derneği Başkanı Nuri Kaya ile sohbet etme imkanımız oldu. Mekan ve yapılanlar hakkında bilgi veren Nuri Kaya, mekandaki diğer performansları anlattı. 769 Yahudinin İkinci Dünya Savaşı sırasında bir gemi içinde yaşadıkları Struma Trajedisi’nin dokunaklı bir performans olduğunu söyleyen Nuri Kaya Galata ve Karaköy’deki genelevin 1300 yılından günümüze hikayesinin anlatıldığı 3 saatlik Mektep oyunun da sıra dışı olduğunu söyledi. Mektep oyununun sonunda şu anda Karaköy Genelevi’nde çalışan bir kadının da kendi yaşamından bazı anları anlattığını söyledi. Sıra dışı değil mi? Karanlıkta İşler’in diğer etkinlikler ile ilgili buradan bilgi alabilirsiniz. Aşağıdaki videoda ise oyunun başka bir mekandaki performansından küçük bir kesit var, sizi aldatmasın böyle bir aydınlık hiç olmadı