Yetkin Dikinciler ve Bülent Emin Yarar’ın üstün performans gösterdiği Profesyonel oyunu kara komedi ve ironi ile iç içe bir yazarın
hikayesini anlatıyor.
40 yaşında bir yazarsınız ve edebi hayatınız boyunca gizli
bir polisin sizi adım adım izlediğini, söylediğiniz her sözü kaydettiğini,
geride bıraktığınız eşyaları topladığını ve bir gün söylediğiniz sözleri 4
kitap olarak, eşyalarınızı da bir bavulla size getirdiğini düşünün. Bununla
kalmayıp sizin unuttuğunuz anıları, mektupları, eşyaları ve her daim ne varsa
tek tek önünüze serdiğini… Yani geçmişinizi şu ana taşıdığın hayal edin! Ne
hissedersiniz?
Profesyonel oyununda Luka Laban adındaki Yugoslavya’daki eski
rejim tarafından yazar Teya’nın peşine takılan bir gizli polisin yıllar sonra
yazarla olan buluşmasının hikayesi anlatılıyor.
Başlangıç sahnesi yazarlara ders!
Bir yayınevine genel yayın yönetmeni olarak atanan Teya
-Yetkin Dikinciler- kendi yazarlık hikayesi ve edebiyata bakışını, yazarların
ya da yazar olmak isteyenlerin ne kadar acınası bir halde olduğunu anlattığı
ilk sahne yayınevine yazdıklarını göndermek isteyenlere ders niteliği taşıyor.
Sonra sahneye eski gizli polis Luka Laban -Bülent Emin
Yarar- elinde bir bavulla gelir. Rejim değiştiği için polislikten atılmış, bu
yüzden psikolojisi bozulmuş Luka’nın davranışlar bir tuhaftır. Jest ve mimik
performansı zirvede olan bu rolün hakkını Bülent Emin Yarar çok iyi vermiş.
Luka’nın hareketlerine, tavırlarına ve yüzünün aldığı şekle oyun boyunca
güleceksiniz.
Annenin geç gelen mektubu!
Luka, Teya’nın geride bıraktığı tüm eşyaları toplamıştır.
Buna adres değişikliğinden dolayı alamadığı mektuplar da dahil. Kırmızı bir
fiyonkla bağladığı mektup demetini Teya’ya verir. Teya mektuplarında arasından
annesinin adının yazılı olduğu zarfı açar ve okur. Vefat etmiş annesinin
sözleri onu adeta yıkar. Yetkin Dikinciler oyunculuğunu bu sahnede de
gösteriyor.
Oyunun sonunda bir sürpriz var!
Profesyonel oyunu boyunca başrol oyuncusu Teya konuşmaların arasında kalan ancak oyun metninde bulunan ve
oyuncuların duygularını, davranışlarını ve düşüncelerini aktaran metinleri
söylüyor. Örnek vermek gerekirse
“Böyle tedirginlikle yüzüme baktı ve sonra elini omzuma
koyarak gülümseyerek bir şeyler mırıldandı.
- Hani bugün
sinirlenmeyeceğinize dair söz vermiştiniz bana.”
İlk başta sanki bir roman veya öyküyü okunurken
canlandırılıyormuş hissi veriyor izleyiciye. Ama bunun bir nedeni var o da
oyunun sonunda açığa çıkıyor.
Oyun kapalı gişe!
Devlet Tiyatroları Cevahir AVM sahnesinde kadim dostum Özgür
ile birlikte izledim oyunu. Bu Özgür’ün oyunu üçüncü kez izleyişiydi. Sanırım
bağımlılık yapıyor. Önceden uyarmak isterim bilet bulmakta güçlük
çekebilirsiniz ama yine de değer. Bilet olmasa bil oyundan 2 saat önce gişeye gidip bilet bulma ihtimaliniz var. Ben bu oyuna böyle bilet buldum.
Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçevic tarafından yazılan Başar
Sabuncu / Bilge Emin Türkçeye çevirmiş. Işıl kasapoğlu tarafından sahnelenen
oyun 2010 yılında Afife Tiyatro Ödülleri’nden Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu
(Bülent Emin Yarar) ve 8. Tiyatro Ödülleri’nden Yılın Erkek Oyuncusu (Yetkin
Dikinciler) ödüllerini almış ve halen kapalı gişe oynuyor. Mutlaka izlenmeli.
Sahne: Devlet Tiyatroları
0 yorum:
Yorum Gönder